| Intercity CEO'sundan operasyonel kiralama sektörü değerlendirmesi |
|
Intercity CEO’su Vural Ak:
“Operasyonel kiralama, ciddi büyüme potansiyeli olan ve ekonomik konjonktürden bağımsız şanslı bir sektör”
Türkiye'nin önde gelen operasyonel kiralama şirketlerinden Intercity'nin CEO'su Vural Ak, Intercity'nin kiralama faaliyetleri açısından 2015 ve 2016 değerlendirmesi yaparken, Türkiye'nin operasyonel kiralama sektörü hakkında değerlendirmelerde de bulundu.
Intercity CEO'su Vural Ak
Mevcut kiralık araç parkınızın büyüklüğü, ürün çeşitliliği ve operasyonel kiralama sektöründeki pazar payınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Intercity 2015 yılı sonunda 40 bin araçlık filosu, yüzde 16 pazar payı, 1 milyar lirayı aşan cirosu, 2.5 milyara yaklaşan aktif büyüklüğü ve 430 çalışanıyla Türkiye’nin en büyük operasyonel filo kiralama şirketidir. Filosunda, küçük bir bölümü hafif ticari olmak üzere, pazarda mevcut her markadan binek otomobil bulunmaktadır. Doğal olarak çoğunluk pazarda daha çok tercih edilen ve kabul gören standart / ekonomi sınıfı araçlardan oluşmaktadır. Bunlar arasında da aslan payını Renault, Fiat, Mercedes, Ford, Volkswagen gibi yaygın markalar oluşturmaktadır.
Firmanızın müşterilerinize sağladığı avantajlar nelerdir?
Sürdürülebilir, yenilikçi ve kaliteli hizmet anlayışımız. Müşterilerimize sözleşmelerle sözünü verdiğimiz hizmetleri ülke çapında 7x24, yani Türkiye’nin her yerinde ve her zaman kesintisiz aynı hız ve aynı standartta verebiliyor olmamız. Hizmet anlayışımıza uygun şekilde kurduğumuz altyapımız. Bunlar farklılık konusunda ilk aklıma gelenler. Hizmet tarafında odaklandığımız en güncel konu “sürüş güvenliği ve eğitim”. Eğitim Türkiye’nin kanayan bir yarası. Bu sorun, trafik terörü ve trafik kazaları ile maalesef bizim işimizin de ayrılmaz bir parçası. Bu konuda kalıcı bir çözüm sunabilmek için kurumsal ve bireysel müşterilerimizin tamamına Intercity Sürüş Akademisi’nde güvenli ve verimli sürüş teknikleri konularında kapsamlı eğitimler sunuyoruz.
Kiralama sektörü açısında risk ve fırsatlar neler olabilir?
Genel olarak sektöre yeni giren ve pazar payını artırmak isteyen firmaların uyguladıkları zararına satış politikaları, rekabet ortamının bozulmasına, müşteri memnuniyetinin ve sektöre duyulan güvenin azalmasına neden olmaktadır. Sürdürülemeyecek fiyat politikaları ile sadece günü kurtarmaya ve kısa vade pazar payı kapmaya çalışan bu şirketler aslında sektörümüze ciddi anlamda zarar veriyorlar. Tabii bir de işimizin doğası gereği “banka dışı finansal kurum” olarak faaliyet gösteriyor olmamıza rağmen, bu sektöre girişin serbest olması ve sektörde BDDK gibi bir düzenleyici / lisans verici / kural koyucu bir üst kurumun olmaması da uzun vadede işimizin standartlarını ve dinamiğini oldukça olumsuz yönde etkileyen bir durum. Böyle “düzenleyici” bir kurumun tespit edeceği kuralların ve sektöre giriş şartlarının / standartlarının getirilmesi, orta ve uzun vadede sektörün yararına olacaktır diye düşünüyorum.
Intercity açısından 2015 yılını değerlendirirseniz neler söyleyebilirsiniz?
Intercity açısından 2015 yılı çok başarılı geçti. 2014 yılına benzer bir şekilde özellikle kurlardaki volatilite çoktu. Üç ay arayla iki tane genel seçim yaşandı. Bir anlamda jeopolitik gelişme ve riskler ekonomik hayatın önüne geçti. Bunlara rağmen 2015 senesinde şirket yönetimimiz, öngörülü davranarak aldığı erken önlemlerle, risk yönetiminde ciddi bir başarı sağladı. Sektördeki rekabet her geçen yıl giderek artıyor. Böyle bir ortamda Intercity karlılığını nerdeyse 2014 yılının iki katına çıkarttı. Bir yandan da yukarıda belirttiğimiz finansal büyüklüklere ulaşarak 2015 yılını geçen sene koyduğu hedeflerin tamamını aşarak kapattı. 2015 yılında bu başarıyı yakalamak için yapılan yeni yatırım tutarı 1 milyar liranın üzerindedir.
2016 hedefleriniz arasında neler yer alıyor?
Intercity’nin 2016 yılındaki öncelikli hedefi firmanın filo büyüklüğünü 50 bin araç seviyelerine, yatırım toplamını 3.0 milyar, ciro büyüklüğünü ise 1.5 milyar liraya çıkararak piyasadaki liderliğini daha da güçlendirmek. Bunun için bu sene de aynı geçen sene gibi yaklaşık 1 milyar lira bir bütçe ayıracağız. Bu hedefe ulaştığımızda Intercity tek ülkede sahip olunan filo büyüklüğü açısından Avrupa’nın ilk 10 büyük kiralama şirketi arasında yerini alacaktır. 2016 yılında yerli yabancı sermaye piyasaları ile sermaye piyasası işlemlerine odaklanmayı, özellikle Uzak Doğu ve Japonya başta olmak üzere, uluslararası piyasalardaki banka ve yatırımcı ilişkilerimizi daha da üst seviyeye getirmeyi hedefliyoruz. Bu sayede işimizin temel unsurlarından biri olan kaynak yaratımı konusunda Intercity için çeşitlilik ve rekabet avantajı yaratacağımıza inanıyoruz.
Bundan başka Intercity 2015’te bıraktığı yerden devam ederek Intercity İstanbul Park’ı 2016’da da, 365 gün “işleyen” bir otomotiv, ticaret, eğitim ve eğlence merkezi olarak geliştirmeye devam edecektir. Intercity Sürüş Akademisi’nde otomobil ve lastik üreticileriyle ortaklıklar yaparak yukarıda bahsettiğimiz eğitimleri yılda 50 bin kişiye ulaşacak şekilde geliştirmeyi planlıyoruz. Ayrıca Akademi’nin ileri sürüş teknikleri ve performans sürüşü eğitimlerinin yanısıra Alman Porsche ile ortak olduğumuz Porsche Driving Center da faaliyetlerine devam ediyor olacak. Tabii ki 2015’te olduğu gibi ulusal ve uluslararası yarış organizasyonlarını da birer birer Türkiye’ye getirmeye devam edeceğiz.
Kiralama sektörü ile ilgili olarak 2016 yılına ilişkin öngörüleriniz nelerdir?
Operasyonel kiralama, makro göstergeler açısından ciddi büyüme potansiyeli olan ve bu anlamda ekonomik konjonktürden de bir bakıma bağımsız olan şanslı bir sektör. 2016 başlarken Türkiye için yine hem bölgesel hem de yerel belirsizliklerin bazıları ciddi birer endişe unsuru olarak içeride ve dışarıda devam ediyor. FED'in faiz artırım adımı sonrasında, gelişmekte olan ülkeler ile ilgili algı da çok olumlu değil iken, Türkiye'nin makro anlamda avantajlarını (büyüme var, bütçe disiplini göreceli olarak sürüyor, cari işlemler açığı azalıyor...) kullanabilmesi için politika uygulaması kapsamında hata yapmaması ve ülke olarak yapısal reformlara yoğunlaşması lazım. Bu manada herşeyin yolunda gitmesi ve doğru politikaların uygulanması halinde 2016 yılının olumlu bir şekilde geçmesini bekliyorum. Her işte olduğu gibi, ülke açısından da fark yaratacak unsur “yönetim, yönetim, yönetim...” olacaktır.
Röportaj, fm RENT Dergisi Ocak-Şubat 2016 sayısında yayımlanmıştır...